Çeşitli temaslarda bulunmak amacıyla geldiği Londra'da Bakan Gibb'le görüşme gerçekleştiren Özer, Türkiye’nin büyük bir deprem felaketi yaşadığını ve yaklaşık 50 bin vatandaşını kaybettiğini aktararak, Türk devletinin yaralarını sarmak için tüm imkanlarıyla seferber olduğunu dile getirdi.
Bu kapsamda Milli Eğitim Bakanlığı olarak hayatı ve eğitimi normalleştirmek üzere çok hızlı adımlar attıklarını vurgulayan Özer, şunları ekledi:
"Depremden etkilenen 11 ilde bizim 7 milyona yakın öğrencimiz, 200 bin civarında öğretmenimiz vardı. Başlangıç anından itibaren okulları açmak için, açmadan önce de çadırlarda, konteynerlerde türlü alanlarda eğitimi sürdürmek için büyük çaba sarf ettik. Çok şükür en büyük şansımız, bölgedeki binalar içinde en sağlam binaların okullar olmasıydı. Bölgede 20 bin 868 okulumuz vardı, bunlardan sadece 24 tanesi yıkıldı. Dolayısıyla binalarımız depremzede vatandaşların konaklamasında aktif olarak kullanıldı."
Depremin yaşandığı 10 ildeki eğitim ve öğretimi yeniden başlattıklarını bildiren Özer, hayatın normalleşmesi için eğitim üzerinde çok önemli katkı sağladıklarını bildirdi. Özer, "Özellikle deprem sonrası diğer illere nakillerini aldıran öğrencilerimizin daha sonra bölgelerine geri döndüklerini görmek aslında eğitim kurumlarının hayatın normalleşmesinde ne kadar etkili olduğunu göstermesi açısından da çok kritik." dedi.
Türkiye’deki okullaşma oranlarına da değinen Özer, okul öncesi eğitimde 5 yaştaki okullaşma oranlarını yüzde 65'ten yüzde 99'a çıkardıklarını aktardı.
Özer, sözlerine şöyle devam etti:
"Mesleki eğitim, Türkiye'nin en kritik alanlarından biri. Yıllardan beri sıkıntıların yaşandığı bir alandı. Zaten dünyada da mesleki eğitim özellikle nitelikli insan kaynağının eğitim olarak tercih etmediği bir alan olarak meydan okuyucu problemleriyle yüzleşen bir eğitim türünü oluşturuyor. 4 yıl önceki görüşmemizde siz özellikle çıraklık eğitimine Bakanlığın vermiş olduğu önemi, esnek programlamayla ilgili yeni açılımları anlatmıştınız. Biz de 2021’in sonunda çok değişik bir açılım gerçekleştirdik ve Türkiye'deki mesleki eğitimdeki çırak kalfa sayısı yaklaşık 160 binden bir yılda 1 milyon 400 bine ulaştırdık. Dolayısıyla iş gücü piyasasının ihtiyaç duyduğu çırak, kalfa ve usta ihtiyacının karşılanmasıyla ilgili Türkiye çok önemli bir açılım sağlamış oldu."
Bakan Gibb de Türkiye'de yaşanan deprem felaketinin İngiltere gündeminin de ilk sıralarında yer aldığını ve bu depremden duyduğu üzüntüyü aktardı. Depremden sonra Türk hükümetinin yürüttüğü çalışmaların etkileyici olduğunu belirten Gibb, özellikle eğitim konusunda bölgedeki öğrencilere ders kitabı ve binlerce kırtasiye setinin gönderilmesinin önemine işaret etti. Gibb, İngiltere’de Türk okullarında okuyan çocukların ve İngiltere’de lisans ve lisansüstü eğitim gören gençlerin kendileri için çok değerli olduğunun altını çizdi.
Mesleki eğitim konusuna da değinen Gibb, "Çıraklık konusundaki başarılarınız da son derece iyi. Çırak sayısını bir sene içerisinde 160 binden 1,4 milyona çıkarmışsınız. Maalesef biz bu kadar büyük bir başarıyı kaydedemedik ama biz de bu doğrultuda çalışmayı umut ediyoruz.” diye ekledi.
Bakan Özer, görüşmenin ardından Gibb'e, kaleme aldığı "The Universalization Of Education In Türkiye And New Orientations" adlı kitabını hediye etti.
Gerçekleştirilen görüşmede, Türkiye'nin Londra Büyükelçisi Osman Koray Ertaş, Bakan Yardımcıları Petek Aşkar ve Sadri Şensoy ile Avrupa Birliği (AB) ve Dış İlişkiler Genel Müdürü Hasan Ünsal da yer aldı.
Mahmut Özer, İngiltere'deki temasları kapsamında Londra’da düzenlenen ve dünyanın en büyük eğitim teknolojileri fuarı olarak kabul edilen BETT Fuarı'nı da ziyaret etti.
Eğitimle teknolojiyi buluşturan fuarda ilgililerden bilgi alan Özer, eğitim bağlamında doğal afetlere ilişkin gerçekleştirilen toplantıda, Cambridge Üniversitesi Eğitim Reformu Direktörü Jane Mann, Eğitim Geliştirme Vakfı Başkanı Carl Ward ile diğer uzman kişilerin sunumlarını dinledi.