Bakan Soylu, Erzurum Emniyet Müdürlüğü'nde düzenlediği basın toplantısında, Türkiye'de uyuşturucu ile mücadelede yeni bir dönemin başladığını ve söz konusu mücadelenin ise devlet ve milletle topyekün süreceğini belirtti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzaladığı ve Resmi Gazete'de yayımlanan kanun sayesinde uyuşturucu ile mücadelede önemli adımların atıldığını belirten Soylu, "Eroin ve kokain gibi maddelerin cezaları yüksekti. Bunlara ilaveten sentetik ecza captagon, metamfetamin gibi sentetik zehirlerin ticaretindeki cezaları da yükselttik. Bunların imal ticaretindeki alt sınırındaki cezaları 10 yıldan 15 yıla çıkardık. Yine aynı düzenlemeyle, uyuşturucu ve uyarıcı madde kullanmak veya bulundurmak suçundan, haklarında kamu davasının açılmasının ertelenmesi veya denetimli serbestlik kararı verilenlere daha farklı ilave yükümlülükler getirilecektir." dedi.
Soylu, uyuşturucu kullanan ve tedaviyi kabul etmeyenlere yönelikte yeni düzenlemelerin getirildiğini bildirdi.
Doktor raporuna göre artık rehabilitasyon ve tedavi sürecinin başlayacağını vurgulayan Soylu, şöyle konuştu:
"Denetimli serbestlikte erteleme süresi içerisinde uyuşturucu kullanıp kullanmadığına bakılmaksızın önceden haber vermeden sürpriz testler yapılacak. Bu suçtan ayrıca cezaevinde bulunacak tutuklu ve hükümlülere zorunlu tedavi ve rehabilitasyon da uygulanabilecek. Bu amaca uygun da cezaevleri inşa edilecektir. Türk Medeni Kanunu'na göre verilen zorunlu tedavi kararlarına ilişkin başvurular yani eskiden şöyleydi; kişinin kendisi 'ben tedaviyi kabul etmiyorum' deyince tedavi kabul edilemiyor idi. Fakat şimdi doktor raporunu verdikten sonra 'tedaviye ihtiyacı vardır' dedikten sonra hakim iki günde resen karar vererek, tedaviyi ve rehabilitasyonu uygulayabilecek. Bu özellikle çocukları uyuşturucuya bulaşmış anne ve babaların en çok istediği alanlardan bir tanesiydi."
Bakan Soylu, uyuşturucu ve uyuşturucu suçuyla ilgili kişileri ihbar edenlerin kimliklerinin de saklı tutulacağına dair yeni bir kanun düzenlendiğini ve 5 Nisan itibarıyla bunun da yasalaştığını anımsattı.
Söz konusu kanun sayesinde uyuşturucu ile mücadelede ellerinin güçlendiğini ifade eden Soylu, şunları aktardı:
"Çıkartılan bu kanunlar, uyuşturucu ile mücadelede bizim elimizi daha da kuvvetlendirecektir, yargının elini daha da kuvvetlendirecektir. Uyuşturucu meselesine terör meselesi gibi bakıyoruz, dünyanın en temel güvenlik meselelerinden birisi olarak bakıyoruz. Bu vesileyle özellikle milletimize bu konuda hep birlikte bu mücadeleyi yapma çağrısında bulunuyoruz. 15 Temmuz darbe girişimi olduğu zaman bu ülkede 941 kişi doğrudan uyuşturucudan hayatını kaybediyordu. Yaptığımız mücadele ile bu Kökünü Kurutma operasyonlarıyla bugün uyuşturucudan hayatını kaybedenlerin sayısı 270'e düştü. Bu önemli bir mücadeledir. Cezaevlerinde 36 bin kişi vardı. Yine yaptığımız mücadeleyle, hep beraber Türkiye Cumhuriyeti devletinin bütün kurumlarıyla Adalet Bakanlığı, özellikle yargı, emniyet jandarma narkotik birimlerimizle sayı 126 bine çıktı."
Soylu, Türkiye'de uyuşturucu kullanan ve ticaretini yapanlarla mücadelede yeni yöntemlerin geliştirildiğinin altını çizdi.
Sağlık Bakanlığı ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının da tedavi ile rehabilitasyon sürecinde büyük katkılar sağladığını dile getiren Soylu, ailelere de çağrıda bulunarak, "Hiç bir anne benim çocuğum yapmaz demesin. Çocukları en iyi tanıyan annelerdir alışkanlıklarını, arkadaşlarını, ne yapacaklarını en iyi bilen annelerdir. Burada yapılması gereken anneler çocuklarının üstünden elini çekmemesidir." dedi.
Soylu, annelere uyuşturucuyla mücadele kapsamında eğitimler verdiklerini ifade etti.
"En iyi narkotik polisi anne" projesinin bu kapsamda önemine değinen Soylu, sözlerine şöyle devam etti:
"Bu kapsamda 2 milyon anneye eğitim verdik. Eğitim vermeye elbette devam edeceğiz. Gençlere şunu söylemek istiyorum; sorunları çözen, karşı karşıya kalınan problemleri çözen bir kimyasal bulunmadı, dünyada henüz üretilmedi. Bizzat uyuşturucunun kendisini bir sorundur. Hiç bir uyuşturucu maddesi zihin açmaz kişi derslerinde başarılı hale gelmez. Bu yalana gençlerimizin, kardeşlerimizin kanmamasını rica ediyoruz. Doktorunuzun ve annenizin vermediği hiç bir ilacı, hapı kullanmayın. Bu hapları kullanmayın. Bu mücadeleyi hep beraber vermezsek başarılı olamayız. Amerika'da 10 binin üstünde insan ölüyor. Türkiye'de 270 kişi. Kişi başına düşen ölüm Amerika'da milyonda 324, Almanya'da milyonda 29, Norveç'te 85, Türkiye'de milyonda 4,1. Onun için bu mücadeleyi karlılıkla sürdürmeliyiz. Bu uyuşturucuyu kendi sınırlarımızdan dışarı atmalıyız. Sayın Cumhurbaşkanımızın bize talimatı nettir. Bu uyuşturucunun kökünü, inşallah hep birlikte, devletimizin bütün kapasitesiyle, hem yargımızla hem bütün birimlerimizle, aziz milletimizin destekleriyle bir şekilde kazıyacağız. Hep birlikte kurutacağız kökünü."