Eğitim-Bir-Sen Şube Başkanı ve Memur-Sen İl Başkanı Harun Öcal, kamu görevlilerinin, emekçilerin, çiftçilerin, gençlerin ve emeklilerin 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Gününü kutladı.
Dünyanın son üç yüzyıldaki egemenlerin ve fikirlerinin ana gövdesini iki alanın oluşturduğunu vurgulayan Öcal, bir tarafında iktisat, diğer tarafında ise çalışma hayatının yer aldığını belirtti. “İktisat, paylaşım teorisi üzerinden vahşi rekabeti, çalışma hayatı ise sermaye, emek ikiliği üzerinden çatışma ve çekişmeyi tetikleyen mevzi hâline geliyor” diye konuşan Çiftci, dayatılmış iktisat ve tahrif edilmiş paradigması ile tanımının merkez kavramları olan ‘sınırsız ihtiyaç-kıt kaynak’ yalanını ve ‘sermaye kâr-kazanç elde eder, emeğe ise ücret-gelir verilir’ dolanını aynı anda referans bilgi olmaktan, aksi iddia edilemez teori ve hüküm olmaktan çıkarmak zorunda olduklarının altını çizdi.
Eğitim-Bir-Sen Nevşehir Şube Başkanı Öcal, “İhtiyaç kavramı sınırsızlık üzerinden kutsallaştırılırken, sermaye kâr ile kırbaçlanıyor, emek ise ücret üzerinden yapay bir kanaatkârlığa ve sus payına zorlanıyor. Tamda bu yüzden, yeni bir zihniyete ve kadim bir medeniyetin adil değerlerine ihtiyaç var diyoruz” dedi.
Emekten istisna bir insan tanımının ve konumlandırmasının neredeyse imkânsız olduğunu belirten Öcal, “Emek, hiçbir zaman, hiçbir hâlde, hiçbir nedenle, hiçbir şekilde teferruat değildir ve teferruata dönüştürülemez. Emeği, üreten öznenin eylem tercihi olarak görmek yerine, üretim sürecinin maliyet unsuru olarak gösteren anlayış; emekçiyi nesne, emeği mal, emek için ortaya konan enerjiyi ve dökülen teri ise gereksizlik olarak kayıt altına alır. İşte bu kayıt iradesi, neo-liberalizm görünümlü faşist emperyalizmdir” ifadeleri ile konuştu.