Merakla gelen mesleğinde çocukken tahtaya aşık olduğunu anlatan Hüseyin Sevindi, 12 yaşında bir marangozhaneye çırak olarak girdiğini söyledi. Sevindi, işinde üstün başarı göstererek kısa sürede kalfa olurken, 1975 yılında kendi dükkanını açtı.
Sevindi, Yeni Sanayi Mahallesinde açtığı dükkanının pencerelerini ve kapılarını da kendisi tahtadan yaptı. Tahta aşkıyla gelen meslek serüveninde 3 çocuk babası olan Hüseyin Sevindi, şimdilerde marangozluğun da kalmadığını belirterek, eleman dahi bulamadığını söyledi.
Teknolojiyle birlikte birçok şeyin hazıra döndüğünü, fabrikasyon üretimlerin başladığını ve bunun da birçok sektörde olduğu gibi marangozluk sektörünü de etkilediğini belirten Hüseyin Sevindi, “12 yaşında bu işe başladım, hala da devam ediyorum. Ben küçükken tahtaya aşıktım. Çocukluğumda meraklıydım. Bir yere çırak olarak girdim sonra kalfa oldum. Kalfalıktan sonra da 1975 yılında da kendime dükkan açtık.
O gün bugündür çalışıyorum, meraklıydım yani. Marangozluğu, mobilyacılığı seviyordum. Bizim zamanımızda elle mobilya yapılırdı, elle cila yapılırdı. Sonra işte boya çıktı, hazır boyanmış çıktı, mdf ve sunta çıktı, öyle devam ediyoruz. Nerede bir tahta bulsam onu bir şeyler yapmaya çalışırdım. Araba yapmaya çalışırdım, raf yapardım, kapak ve dolap yapardım. Küçükken yapardım ben bunları. Yıllardan beri benim tek geçimim burası. 3 çocuğum var, 1 kız, 2 oğlan. Geçimimi bununla sağlıyorum” dedi.
"Ne eski ustalar ne de eski iş kaldı"
Hüseyin Sevindi, eleman bulamadığı için 15 yıldır tek başına çalıştığını ifade ederek, meslekteki fabrikasyona dönüşü de anlattı. Herkesin rahat bir iş istediğini dile getiren Sevindi, “Eski ustalar emekli oldu gitti ama ben olamıyorum. Eve gitsem, biraz da geçimsiz adamım, burası bana iyi geliyor, vakit geçiriyorum.
Eleman konusuna gelince eleman hiç yok. Ben yaklaşık 15 yıldır elemansız çalışıyorum. Eleman bulamıyoruz, yok. Herkes üniversiteli oldu, herkes rahat iş istiyor, çalışmadan para kazanmak, gezmek istiyor. Eski ağaç yok ki şimdi. Orman yok, öyle yakıyoruz baksana. Eski marangozluklar kalmadı.
Buranın kapılarını pencerelerini ben yaptım. O zaman böyleydi. Şimdi öyle değil, şimdi ağaç falan yok. Her şey hazır geliyor. Hazır olduğu için de bitti zaten. Ahşap kullanamıyoruz, ahşap görünümlü sunta kullanıyoruz. O da ağaç gibi oluyor işte” diye konuştu.